#cilt kuruluğu sebepleri
Explore tagged Tumblr posts
Text
Dudak Çatlama Problemi ve Çözümleri Nelerdir? 2023
Dudak Çatlama Problemi ve Çözümleri Nelerdir?
Özellikle kış aylarında pek çok kişide dudak çatlama problemi mutlaka görülür. Dudak çatlaması, dudak yüzeylerinde belirgin olan çatlaklardan rahatsızlık veren ve ara sıra kanamalara neden olan bir rahatsızlıktır. Bunun nedeni ise oldukça basittir. Çünkü dudak derisi yağ bezlerinden yoksundur ve vücudu kaplayan derinin en ince, en hassas bölgesidir. Sonuç olarak, zarar verme olasılığı daha yüksektir. Koruyacak bir tabaka olmadığı için böylece çeşitli sebeplerde dudaklar zarar görmeye müsait hale gelir. Dudak çatlaması çoğu zaman önemli bir neden olmasa da bazen bir enfeksiyon olabilir. Dudakların Çatlamasına Sebep Olabilecek Şeyler Oldukça yaygın olan dudak çatlaması sorununun en yaygın sebepleri arasında kuru ve soğuk hava, iç mekanlarda kuru ve sıcak havaya maruz kalma, güneş yanığı, bazı ilaçlar, rüzgâra maruz kalma, dudak yalama ve ağızdan nefes alma bulunur. Öte yandan soğuk algınlığı, dehidrasyon (sıvı kaybı) ve beslenme eksiklikleri de dudak çatlamasına neden olabilir. Panik yapmayın, fakat bezen dudak kuruluğu ve çatlaması altta yatan hastalık, bozukluk ve duruma göre değişiklik gösterebilir. Bu gibi durumlarda bazen dudak çatlamasına ek olarak kanama, ağrılı yara, Herpes, kuru ağız, boğuk ses, kızarıklık ve şişlik gibi belirtiler de görülebilir. Çatlamış dudaklar ayrıca çeşitli ilaçlarla da ortaya çıkabilir. A vitamini, retinoidler, lityum içeren ilaçlar ve kemoterapi ilaçları, ciddi dudak kuruluğuna ve çatlamasına katkıda bulunabilir. Ruj, dudak kremi gibi dudaklarla doğrudan temas eden veya dolaylı olarak ellerimizle dudaklara temas eden kozmetik/kimyasal ürünlere karşı alerjik reaksiyon da dudak çatlamasına neden olur. Eğer bu şekilde tepki veren bir cildiniz varsa organik ürünler kullanmaya özen göstermelisiniz. Dudak Çatlama Sıkıntısını Doğru Yollarla Çözün Dudakları nemlendirmek çatlayan dudaklar için çözümler kategorisinde birinci sıradadır. Bunun için farklı yollar deneyebilirsiniz. Örneğin sadece reklamlardan dolayı bilinen dudak balsamları yerine dudaklarınız için ideal olan dudak balsamlarını tercih edin. Bunun nedeni, bazı dudak balsamlarının dudakları kurutan, cildi tahriş eden veya alerjik tepkileri tetikleyen maddeler içerme olasılığıdır.
Dudak Çatlama Problemi ve Çözümleri Nelerdir Dudak kozmetiklerini salisilik asit, oksinoksat, fenol, lanolin, kafur, nane, narenciye, okaliptüs, kafur veya tarçın gibi maddelerle kullanmaktan kaçının. Çatlamış dudaklar, hint yağı, seramidler, demitikon, kenevir tohumu yağı, mineral yağlar, karite yağı, titanyum oksit veya çinko gibi güneşten koruyucu maddeler kullanılarak giderilebilir. Ayrıca kozmetik ve parfümlü ürünler dudaklarınızı tahriş edebilir, bunları almaktan kaçının. Dudaklarınızı Korumak için Güzel Bir Şekilde Beslenin Yukarıdaki maddelere ek olarak dudakları korumak için yapmanız gereken başka şeyler de bulunmaktadır. Örneğin aloe vera, hindistancevizi yağı, bal, salatalık ve yeşil çay tüketin. Genel olarak sağlıklı olmak istiyorsanız su içmelisiniz. Kuru, çatlamış dudaklarınız da yaşam kaynağı olarak suya bağlıdır. Dudaklarınızı gün boyu su ile nemlendirerek, dudak çatlamasını önleyebilirsiniz. Çatlamış Dudaklar Bir Probleme mi İşaret Eder? Çatlak dudaklarınız uzun süredir hayatınızda varsa bir hastalığa sahip olup olmadığınızı merak etmeniz çok doğal. Fakat genel olarak uzun vadeli sorunlar, çatlamış dudaklar tarafından gündeme getirilmez. Rahatsızlık nedeniyle çatlamış dudaklar bakteri veya mantar hastalıklarına karşı daha hassastır. Yine de çatlamış dudaklar bazen vücuttaki sıvı kaybının bir işareti olabilir. Tanı konulduktan sonra uygun işlem yapılmalıdır. Zira şiddetli dehidrasyonun sonuçları böbrek yetmezliği, bakteriyel enfeksiyonlar, elektrolit dengesizlikleri ve mantar enfeksiyonlarını içerir. Öte yandan, genellikle uzun süre güneşe maruz kalmaktan kaynaklanan aktinik keilit göz ardı edilirse cilt kanserine ilerleyebilir ve dudaklarda kuruluk, renk atması ve pullanma şeklinde kendini gösterebilir. İltihaplı hastalıklar veya Crohn hastalığı gibi enfeksiyonlar, aşırı dudak kuruluğu ve çatlaklarla karakterize olan keilite neden olabilir. Fakat tüm bunlar varsayımlardır. Eğer bir şeyden şüpheli ya da şikayetçiyseniz doktora gitmelisiniz. Dudak Çatlama Sorununa Kısa Bir Sürede Veda Edin Eğer yukarıda bahsedilen tüm metotları uygularsanız ve bol bol su içip doğal nemlendiriciler kullanırsanız eminiz ki dudak çatlama probleminiz ortadan kalkacaktır. Bu sorunun kalıcı olduğunu düşünüyorsanız mutlaka doktorunuza başvurun. Ve unutmayın: Çatlamış dudaklarınızı yalayıp ıslatmak geçici bir çözümdür ve devamında daha da kurutmuş olursunuz. Bu yüzden bunu da yapmaktan kaçınarak dudaklarınıza çok iyi bakın! Read the full article
0 notes
Photo
2011 Bu aylarında soğuk kış günlerinde hava koşulları başta olarak cilt kuruluğunu ortaya koyan etmenlerden biri olmuştur.Cilt kuruluğu özellikle kış aylarında yaygın olarak görülmektedir. Cilt kuruluğu hakkında söyleme yapan uzmanlar cilt kuruluğunun nasıl önleneceğiyle ilgili bilgileri söylediler.
1- Kimlerde cilt kuruluğu görülür? İnsanlar ihtiyarladıkça daha çok ortaya çıkan bir tablo olan kuru ten ‘Kserozis’ olarak öğrenilir. İhtiyarlamayla birlikte daha kuru ve daha az yağlı bir cilt oluşur. Tenin üst katmanının takribî yüzde 10 kadarlık bir kısmını su oluşturur. Bu katmandaki suyun eksilmesi tende çatlama, kaşıntı ve kuruluğa neden olur. Cilt kuruluğu olan bireylerin çoğunda altta uyuyan bir hastalık yoktur. Kuru cilde sahip olan bireylerin büyük çoğunluğunu ise sık duş alan şahıslar oluşturur. Son senelerde insanlarda duş alma sıklığı çoğaldıkça kserozis sıklığının da çoğaldığı dikkati çekmektedir. 2- Cilt kuruluğunun nedenleri nelerdi? Kuru cilde neden olan etrafsal etkenler; sıcak su, deterjanlar, kıyafetlerden dolayı oluşan sürtünme, sık hava yolculuğu, rüzgara maruz kalmak, etraf lekeliliği, klima ve öteki kimyevi maddeler olarak sıralanabilir. Atopik egzama, kalıtsal bazı hastalıklar, ihtiyosis, sedef gibi cilt hastalıkları, metabolik etmenler, tiroit bezinin yeterince çalışamaması, fazla kilo kaybı ve ilerleyen yaş kuru tene neden olan öteki faktörlerdir. 3- Cilt kuruluğu nasıl anlaşılır, bulguları nelerdir? Ten kuruluğunun ilk bulgusu, tende mat gri beyaz bir renktir. Kuruluk çoğaldıkça renk farklılığına ek olarak ciltte gerilme hissi, pul pul atanmalar, kepeklenme, ten yüzeyinde pürüzlenme, çatlaklar, yarıklanmalar oluşur. Kaşıntı, kuru tenin neden olduğu öteki bir şikayettir. Kuruluk rehabilitasyon edilmezse sonunda egzamalar oluşabilir. 4- Cilt tipinin kuru, yağlı, karma nasıl olduğunu kavramak muhtemel mi? Tende kepeklenme, gerilme hissi ve kaşıntı şikayetleri varsa kuru cilt tipi olarak değerlendirilir. İltihaplı Sivilceye eğilimliyse, gün içerisinde ve sabah uyandığında ciltte parlama oluyorsa, gözenekler genişleme ve siyah noktalar varsa yağlı cilt olarak değerlendirilir. Bazı şahıslarda ise surat bölgesinde özellikle yer yer müesseseye, kepeklenme fakat muhakkak bölgelerde ise yağlanma, parlama şikayeti olur. Bu tip ciltler ise karma cilt olarak değerlendirilir. 5- Cilt kuruluğu özellikle hangi bölgelerde görülür? Su kaybının regülasyonu, bedenin bölgelerine göre değişiklikler gösterir. Kuruluk kollarda, bacaklarda ve gövdede daha bariz olur; zira bu bölgelerde daha az yağ bezleri vardır. Surat öteki beden bölgelerine göre daha su geçirmezdir. Ten iletkenliğinde ise lipitlerin yağların kritik rolleri vardır. Sık duş alındığında natürel ten lipitlerinin yine oluşabilmesi için yeterli zaman olmadığı için kuruluk özellikle yağ bezleri daha az olan kol ve bacaklarda daha bariz olur. 6- Cildi kuruyan biri, kuru ciltler için olan mahsulleri mi almalı, yoksa evvelinde dermatologa mı müracaat etmeli? Cilt kuruluğu olan şahıslar kesinlikle bir cildiye uzmanına danışmadırlar. Şahsın şikayetleri, bulguların süresi ve şiddeti, rehabilitasyonun biçimini tanımlar. Bazı olgularda yalnızca ıslatıcılar yeterli olurken, bulguların şiddetli olduğu olgularda antihistaminik ilaçlar, topikal kortikosteroid kremler vermek gerekebilir. Çok rakamda ve markada ıslatıcı olduğundan rasgele bir ıslatıcı kullanımı doğru değildir. Hastanın ten tipine ve şikayetlerine uygun ıslatıcılar önerilmelidir. 7- Cildi kuru olanlar ne cins kozmetik mahsuller kullanmalı? Kuru cilt problemi olan hastalar yağ içinde su emülsiyonu dediğimiz teni daha yoğun ıslatan mahsuller kullanabilirler. Tende iritasyon problemi olmayan şahıslar ise üre ihtiva eden kozmetik nemlediricilerden fayda görebilirler. Banyo sonunda kullanılan beden yağları tenin nem kaybını maniler. Bu tip kozmetik mahsullerin de oldukça verimi vardır. 8- Soğuk-sıcak hava, mevsimler, güneş, sauna, hamam, kese ve beden peelingi cildi nasıl tesirler? Kuru ten, stratum korneum katmanının nem içeriğinin eksilmesidir. Sıcağa ve soğuğa maruz kalan ciltte transepidermal su kaybı çoğalır ve bu çoğalış cildin kurumasına neden olur. Ayrıca kış mevsimi de cilt kuruluğuna neden olur. Yarıyılsal kuruluk dendiğinde ‘kış kaşıntısı’ olarak da öğrenilen soğuğa bağlı kserosis akla kazanç. Kış aylarında düşük neme bağlı olarak büyüyen bu tablodan korunmak için kesinlikle gözetici kıyafetler giyilmeli, ıslatıcılar kullanılmalıdır. Güneş de, hem ısı hem de ışın tesiriyle tenin nem kaybına neden olur. Kozmetik açıdan kaba ve kuru bir ten görüntüsüne mahkum olmamak için yaz ve kış ayları süresince güneş gözetici mahsuller kullanmak gerekir. Güneş gözeticiler ten zararını ve tenin kurumasını maniler. Suyla sık temasta bulunmak tenin nem kaybına neden olduğundan, bireylerin çok sık kese ve peeling uygulamaları yaptırması da mahzurludur. Kese ve peeling sırasında tende oluşan sürtünmeye bağlı iritasyon, kuruluğun şiddetini daha da artırır.
Yafta cilt kuruluğu hastalığı cilt kuruluğu için ne yapmalı cilt kuruluğu nasıl giderilir cilt kuruluğu neden olur cilt kuruluğu sebepleri cilt kuruluğu nedenleri cilt kuruluğu rehabilitasyonu surat kuruluğuna nebatsal çözüm surat kuruluğuna maske surat kuruluğuna ne iyi kazanç
2011 Bu aylarında soğuk kış günlerinde hava şartları başta olarak cilt kuruluğunu ortaya koyan etkenlerden biri olmuştur.Cilt kuruluğu özellikle kış aylarında yaygın olarak görülmektedir. Cilt kuruluğu hakkında açıklama yapan uzmanlar cilt kuruluğunun nas>:)>>>>Sitemize "Cilt Kuruluğundan Korunma Yolları" konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz.Beğendiğiniz tarifi paylaşmayı unutmayın :) http://www.nefiskektarifleri.net/cilt-kurulugundan-korunma-yollari/
#cilt kuruluğu hastalığı#cilt kuruluğu için ne yapmalı#cilt kuruluğu nasıl giderilir#cilt kuruluğu neden olur#cilt kuruluğu nedenleri#cilt kuruluğu sebepleri#cilt kuruluğu tedavisi#yüz kuruluğuna bitkisel çözüm#yüz kuruluğuna maske#yüz kuruluğuna ne iyi gelir
0 notes
Text
Sağlığı Etkileyen Susuzluk Kaynaklı 13 Sorun
Su, gezegenimizin canlı oluşumu ve ekosistemi için zamanın başından beri en belirleyici element olmuştur. Bu bağlamda dünyanın damarlarından akan sudur demek, inanın ki abartı olmayacaktır. Coğrafi şekillerin oluşumundan tutun da iklimlere kadar dünyamızın her zerresinde suyun etkisi bulunmaktadır.
Canlılar da hayatta kalmak için yeteri kadar su içmeye mecburdurlar. Bunun sebebi ise tıpkı dünya gibi bizlerin de sudan oluşuyor olması. Bu size ilk duyuşta komik gelebilir. Ancak uzmanlar vücudumuzdaki suyun 2/3’ünün hücrelerimizin içinde bulunduğunu söylüyor. Bununla da kalmayıp damarlarımızda, vücut boşluklarının içinde, sindirim sistemimizde ve dokular arasında da su bulunuyor. Bu bilgiler ışığında suyun bizim için taşıdığı değer net olarak anlaşılıyor.
İnsan vücudu belirli bir süre dehidrasyon yaşadığında susuzluk hissi ve devamında susuzluk belirtileri oluşur. Vücutta susuzluk belirtileri farklılık gösterebilir.
Susuzluk kaynaklı sorunları yazımızın devamında anlatacağız ama gelin bu susuzluk konusundan önce su hakkında dikkat edilmesi gereken noktalara değinelim.
Su Kalitesi Önemlidir
Her su içilebilir su değildir. Su kirliliği, kimyasal, fiziksel ve bakteri kaynaklı gibi çeşitli faktörlerle oluşur. Bu faktörler suyu insan sağlığına zararlı hale getirir. Öte yandan zararlı su deyince akla yalnızca atık su gelmesi yanlış olur. Bunun sebebi ise damacana su, şişelenmiş su ve musluk suyunun da sağlığa zararlı olabileceğidir.
Kısaca bahsetmek gerekirse damacana su üretiminde kullanılan Bisphenol-A dır (BPA) bileşiğinin, özellikle yüksek sıcaklıklarda bakteri ürettiği ve kanserojen etkiye sahip olduğu bilinmektedir.
Pet şişelerdeki sular ise kısa sürede tüketilmezse bakteri oluşumuna sebep olur. Ayrıca damacananın hammaddesi olan BPA pet şişelerde de bulunuyor. Bu madde diyabet hastalıkları ve kalp hastalıkları gibi birçok sağlık riskini beraberinde getiriyor. En önemli artısı hafifliği olmakla beraber, pet şişe zararları gerçekten taşıma kolaylığına değiyor mu diye düşündürüyor.
Musluk suyuna gelecek olursak, su borularının kirliliği ve eskiliği başlı başına suyun içme suyu özelliğini kaybetmesine sebep oluyor.
Peki en sağlıklı su hangisi? Tüm bu saydıklarımız göz önünde bulundurursak, geriye su arıtma cihazı seçeneği kalıyor. Su arıtma cihazları musluğunuzdan akan sudaki zararlı maddeleri ve bileşenleri filtreleme yöntemiyle arıtarak kaliteli su sunuyor. MIATO cam tanklı akıllı su arıtma cihazı ise sıradan su arıtma cihazlarına kıyasla daha etkili filtreleme ve ters osmoz sistemi ile en ideal su tanımını karşılamakta.
Neden Su içmeliyiz?
Günlük koşuşturma arasında kimi zaman yeteri kadar su içmeyi ihmal ettiğimiz oluyordur. Hatta bazen başka gıdalar veya içeceklerle su ihtiyacımızı kapatmaya çalışıyoruz. Ancak insan vücudunun yüzde 60’ının sudan oluştuğunu düşünürsek vücudumuzu susuz bırakmanın ne kadar sağlıksız olduğunu anlayabiliriz. Gün içerisinde vücudumuz pek çok şekilde su kaybeder. Bunların arasında başlıca idrar ve ter vardır. Vücudun sağlıklı ve dengeli bir şekilde tüm fonksiyonlarını yerine getirmesi için kaybedilen suyu alması gerekir. Yeteri kadar su tükettiğimizde daha sağlıklı ve zinde olduğumuzu hissederiz.
Nasıl mı? Hergün en az 2 litre su içmenin faydaları saymakla bitmez.
Su içmek kilo vermeye ve kiloyu dengede tutmaya yardımcı olur.
Su tüketmek baş ağrılarının hafiflemesini sağlar.
Su içmek vücudumuzu toksinlerden arındırır.
Zihinsel performansı destekler
Su içmek ağız kokusunu önler.
Suyun faydalarını bilmenize rağmen “Ben o kadar su içemem. Tadı bir süre sonra bayıyor” diyorsanız, çeşit çeşit lezzetli ve sağlıklı detoks suyu hazırlayarak hem yağlarınızdan kurtulabilir, hem toksinlerinizden arınabilir, hem de su ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Bizden söylemesi!
Yetişkin Bir Bireyin Günlük Su İhtiyacı Ne Kadar?
Düşünülenin aksine meşrubatlar ve şekerli içecekler günlük su ihtiyacı karşılanmasında etkili olmayacağı gibi şeker ve kafein alımına yol açacağından vücuttaki su miktarını da azaltır. Dolayısıyla bu tarz içeceklerle susuzluğumuzu geçiştirmektense yanımızda ve hatta gözümüzün önünde bir bardak su bulundurmalıyız.
Günde kaç litre su içmeliyiz? sorusuna gelecek olursak su ihtiyacı mevsime, yaşam koşullarına ve günlük aktivitelere göre değişiklik göstermektedir. Aynı zamanda kiloya göre su ihtiyacı da değişir. Ancak uzmanlar yetişkin bir bireyin günde en az 2 litre su içmesi gerektiğini öne sürüyor. Peki neden günde en az 2 litre su içmeliyiz? Organlarımızın düzgün ve sağlıklı bir şekilde çalışmayı sürdürebilmesi için vücudumuzun gün boyunca farklı yollarla attığı suyu geri alması gerekmektedir. Eğer yeteri kadar su içmezsek ne olur?
Susuzluk Kaynaklı Sorunlar
Dehidrasyon, yani vücutta su kaybı susuzluk belirtileriyle baş gösterir. Peki vücudun susuz kalması nelere yol açar? Susuzluk vücudumuzda birçok sağlık sorununa sebep olur. Bu sorunları düşününce aklımıza ilk olarak, susuzluk baş ağrısı yapar mı, susuzluk böbrek ağrısı yapar mı gibi sorular gelir. Fakat susuzluk bu problemlere ve çok daha fazlasına yol açabilir.
Nedir bu aşırı susuzluk kaynaklı sorunlar?
1. Yorgunluk
Uzun süre susuz kaldığımızda organlarımız fonksiyonlarını gerektiği şekilde yerine getiremeyeceği için şiddetli bir yorgunluk hissederiz. Vücudumuzun sudan oluştuğunu belirtmiştik. Vücuttaki bu suyun yüzde 2’sini kaybettiğimizde yorgunluk hissi baş gösterir.
2. Erken Yaşlanma
Vücudumuzu kaplayan deri de suya ihtiyaç duyar. Dolayısıyla dehidrasyon erken yaşlanmaya ve kırışıklık oluşumuna neden olabilmektedir.
3. Aşırı Kilo ve Obezite
Aldığımız gıdaları yakmamıza yardımcı olan önemli maddelerden biri de sudur. Susuzluk toksinleri atmamıza ve yağ yakımına engel teşkil ettiği için bir anlamda aşırı kilo ve obeziteye sebep olabilir.
4. Böbrek Hastalıkları
Susuzluk böbrek ağrısı yapar mı? Böbreklerin susuz kalması sağlığımız açısından oldukça zararlıdır. Böbreklerimiz vücudumuza aldığımız suyu filtreleme görevi ile fazla ve atık suyu idrar yoluyla dışarı atmamızı sağlar. Aşırı susuzluk başta böbrek ağrısı olmak üzere, böbrek hastalıklarına da sebebiyet verebilir.
5. Baş Ağrısı ve Konsantrasyon Bozukluğu
Susuzluk baş ağrısı yapar mı? Beynimizin de büyük bir kısmını su oluşturur. Bu nedenle susuzluk beyinde geçici olarak büzülme veya küçülme yaşatır. Bu büzülme sonucunda beyin kafatasından uzaklaştığı için başımız ağrımaya başlar. Beynimiz bu süreçte düzgün bir şekilde çalışamayacağı için de konsantrasyon bozukluğu ortaya çıkar. Ancak sıvı kaybını geçirdiğimizde beyin tekrar normale döner ve su miktarı dengelenir.
6. Ağız Kuruluğu
Ağız kuruluğu neden olur? Susuzluk belirtilerinden biri olan ağız kuruluğu, sürekli su içme ihtiyacı, gözlerde kaşıntı ve kuruluk gibi sorunları da beraberinde getirir. Böbreklerin yeterli su alamaması, tükürük bezi iltihaplanması gibi sebepleri de olabilecek ağız kuruluğu ciddiye alınması gereken bir problemdir.
7. Unutkanlık
Yetersiz miktarda su tüketmek geçici unutkanlık sebebi olabilir. Beynimizin %78-80’inin sudan oluştuğunu düşünürsek bu susuzluk kaynaklı sağlık problemi hiç de şaşırtıcı gelmeyecektir.
8. Kabızlık
Gün boyu midemiz ve bağırsaklarımız tükettiğimiz sıvı gıdalar sayesinde salgı üretir ve bu sayede kusursuz çalışırlar. Ancak az su tüketmek bağırsakların fonksiyonlarını tam anlamıyla yerine getirmesine engel olur ve dolayısıyla kabızlık durumu ile karşılaşılabilir.
9.Sindirim Sistemi Bozuklukları
Vücuda alınan su ve alkali minerallerin miktarı yetersiz olduğunda ülser ve reflü gibi ciddi sindirim sistemi bozuklukları ortaya çıkabilir.
10. İdrar Yolu Enfeksiyonu
Vücudumuzda belirli oranda mikroplar bulunur. Ancak bol sıvı alımı ile sık sık idrar yapıldığında bu mikroplar idrar yoluna yerleşemez ve vücuttan atılırlar. Susuzluk ise az idrar yapımına ve dolayısıyla mikropların oraya yerleşerek idrar yolu enfeksiyonuna zemin hazırlamasına sebep olur.
11. Saçta Kepeklenme ve Dökülme
Saçlarınız kepekleniyor mu? Bunun sebebi susuzluk olabilir. Az su tüketimi, saç derisinin kurumasına ve sonucunda da kepeklenmeye yol açabilir.
12. Cilt Hastalıkları
Suyun yararları arasında vücudumuzdaki toksinleri terleme ve idrar yoluyla dışarı atma da vardır. Ancak susuzluk vücuttan toksin atılmasının önüne geçer ve cilt hastalıklarına davetiye çıkarır.
13. Sinir
Huysuzluğunuzun sebebi susuzluk olabilir. Yapılan araştırmalar dehidrasyonun ruh halini de olumsuz etkilediğini gösteriyor. Yeteri kadar su içmeyi ve gülümsemeyi ihmal etmeyin.
Aşırı susuzluk sorunları gibi kalitesiz su da sağlık problemlerine yol açar. Vücudumuz bizim tek yaşam kökümüz ve yediği yok. Bunun yüzden yaşam köklerimizi sağlıkla korumak için içtiğimiz su miktarı ve kalitesine özen göstermeliyiz.
Sizin ve sevdiklerinizin sağlığı için bol ve iyi su içmelisiniz. MIATO olarak cam tanklı akıllı su arıtma cihazımız ile sağlığınızı en az sizin kadar önemsiyor ve içme suyunuzun en sağlıklı su olması için size sıradan su arıtma cihazlarından daha gelişmiş ve sağlıklı bir çözüm sunuyoruz.
14 Aralık 2020#sutüketimi #su #suarıtmacihazı #içmesuyu #sağlıklısu
0 notes
Text
Sağlığı Etkileyen Susuzluk Kaynaklı 13 Sorun
New Post has been published on https://www.miato.com.tr/susuzluk/
Sağlığı Etkileyen Susuzluk Kaynaklı 13 Sorun
Su, gezegenimizin canlı oluşumu ve ekosistemi için zamanın başından beri en belirleyici element olmuştur. Bu bağlamda dünyanın damarlarından akan sudur demek, inanın ki abartı olmayacaktır. Coğrafi şekillerin oluşumundan tutun da iklimlere kadar dünyamızın her zerresinde suyun etkisi bulunmaktadır.
Canlılar da hayatta kalmak için yeteri kadar su içmeye mecburdurlar. Bunun sebebi ise tıpkı dünya gibi bizlerin de sudan oluşuyor olması. Bu size ilk duyuşta komik gelebilir. Ancak uzmanlar vücudumuzdaki suyun 2/3’ünün hücrelerimizin içinde bulunduğunu söylüyor. Bununla da kalmayıp damarlarımızda, vücut boşluklarının içinde, sindirim sistemimizde ve dokular arasında da su bulunuyor. Bu bilgiler ışığında suyun bizim için taşıdığı değer net olarak anlaşılıyor.
İnsan vücudu belirli bir süre dehidrasyon yaşadığında susuzluk hissi ve devamında susuzluk belirtileri oluşur. Vücutta susuzluk belirtileri farklılık gösterebilir.
Susuzluk kaynaklı sorunları yazımızın devamında anlatacağız ama gelin bu susuzluk konusundan önce su hakkında dikkat edilmesi gereken noktalara değinelim.
Su Kalitesi Önemlidir
Her su içilebilir su değildir. Su kirliliği, kimyasal, fiziksel ve bakteri kaynaklı gibi çeşitli faktörlerle oluşur. Bu faktörler suyu insan sağlığına zararlı hale getirir. Öte yandan zararlı su deyince akla yalnızca atık su gelmesi yanlış olur. Bunun sebebi ise damacana su, şişelenmiş su ve musluk suyunun da sağlığa zararlı olabileceğidir.
Kısaca bahsetmek gerekirse damacana su üretiminde kullanılan Bisphenol-A dır (BPA) bileşiğinin, özellikle yüksek sıcaklıklarda bakteri ürettiği ve kanserojen etkiye sahip olduğu bilinmektedir.
Pet şişelerdeki sular ise kısa sürede tüketilmezse bakteri oluşumuna sebep olur. Ayrıca damacananın hammaddesi olan BPA pet şişelerde de bulunuyor. Bu madde diyabet hastalıkları ve kalp hastalıkları gibi birçok sağlık riskini beraberinde getiriyor. En önemli artısı hafifliği olmakla beraber, pet şişe zararları gerçekten taşıma kolaylığına değiyor mu diye düşündürüyor.
Musluk suyuna gelecek olursak, su borularının kirliliği ve eskiliği başlı başına suyun içme suyu özelliğini kaybetmesine sebep oluyor.
Peki en sağlıklı su hangisi? Tüm bu saydıklarımız göz önünde bulundurursak, geriye su arıtma cihazı seçeneği kalıyor. Su arıtma cihazları musluğunuzdan akan sudaki zararlı maddeleri ve bileşenleri filtreleme yöntemiyle arıtarak kaliteli su sunuyor. MIATO cam tanklı akıllı su arıtma cihazı ise sıradan su arıtma cihazlarına kıyasla daha etkili filtreleme ve ters osmoz sistemi ile en ideal su tanımını karşılamakta.
Neden Su içmeliyiz?
Günlük koşuşturma arasında kimi zaman yeteri kadar su içmeyi ihmal ettiğimiz oluyordur. Hatta bazen başka gıdalar veya içeceklerle su ihtiyacımızı kapatmaya çalışıyoruz. Ancak insan vücudunun yüzde 60’ının sudan oluştuğunu düşünürsek vücudumuzu susuz bırakmanın ne kadar sağlıksız olduğunu anlayabiliriz. Gün içerisinde vücudumuz pek çok şekilde su kaybeder. Bunların arasında başlıca idrar ve ter vardır. Vücudun sağlıklı ve dengeli bir şekilde tüm fonksiyonlarını yerine getirmesi için kaybedilen suyu alması gerekir. Yeteri kadar su tükettiğimizde daha sağlıklı ve zinde olduğumuzu hissederiz.
Nasıl mı? Hergün en az 2 litre su içmenin faydaları saymakla bitmez.
Su içmek kilo vermeye ve kiloyu dengede tutmaya yardımcı olur.
Su tüketmek baş ağrılarının hafiflemesini sağlar.
Su içmek vücudumuzu toksinlerden arındırır.
Zihinsel performansı destekler
Su içmek ağız kokusunu önler.
Suyun faydalarını bilmenize rağmen “Ben o kadar su içemem. Tadı bir süre sonra bayıyor” diyorsanız, çeşit çeşit lezzetli ve sağlıklı detoks suyu hazırlayarak hem yağlarınızdan kurtulabilir, hem toksinlerinizden arınabilir, hem de su ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Bizden söylemesi!
Yetişkin Bir Bireyin Günlük Su İhtiyacı Ne Kadar?
Düşünülenin aksine meşrubatlar ve şekerli içecekler günlük su ihtiyacı karşılanmasında etkili olmayacağı gibi şeker ve kafein alımına yol açacağından vücuttaki su miktarını da azaltır. Dolayısıyla bu tarz içeceklerle susuzluğumuzu geçiştirmektense yanımızda ve hatta gözümüzün önünde bir bardak su bulundurmalıyız.
Günde kaç litre su içmeliyiz? sorusuna gelecek olursak su ihtiyacı mevsime, yaşam koşullarına ve günlük aktivitelere göre değişiklik göstermektedir. Aynı zamanda kiloya göre su ihtiyacı da değişir. Ancak uzmanlar yetişkin bir bireyin günde en az 2 litre su içmesi gerektiğini öne sürüyor. Peki neden günde en az 2 litre su içmeliyiz? Organlarımızın düzgün ve sağlıklı bir şekilde çalışmayı sürdürebilmesi için vücudumuzun gün boyunca farklı yollarla attığı suyu geri alması gerekmektedir. Eğer yeteri kadar su içmezsek ne olur?
Susuzluk Kaynaklı Sorunlar
Dehidrasyon, yani vücutta su kaybı susuzluk belirtileriyle baş gösterir. Peki vücudun susuz kalması nelere yol açar? Susuzluk vücudumuzda birçok sağlık sorununa sebep olur. Bu sorunları düşününce aklımıza ilk olarak, susuzluk baş ağrısı yapar mı, susuzluk böbrek ağrısı yapar mı gibi sorular gelir. Fakat susuzluk bu problemlere ve çok daha fazlasına yol açabilir.
Nedir bu aşırı susuzluk kaynaklı sorunlar?
1. Yorgunluk
Uzun süre susuz kaldığımızda organlarımız fonksiyonlarını gerektiği şekilde yerine getiremeyeceği için şiddetli bir yorgunluk hissederiz. Vücudumuzun sudan oluştuğunu belirtmiştik. Vücuttaki bu suyun yüzde 2’sini kaybettiğimizde yorgunluk hissi baş gösterir.
2. Erken Yaşlanma
Vücudumuzu kaplayan deri de suya ihtiyaç duyar. Dolayısıyla dehidrasyon erken yaşlanmaya ve kırışıklık oluşumuna neden olabilmektedir.
3. Aşırı Kilo ve Obezite
Aldığımız gıdaları yakmamıza yardımcı olan önemli maddelerden biri de sudur. Susuzluk toksinleri atmamıza ve yağ yakımına engel teşkil ettiği için bir anlamda aşırı kilo ve obeziteye sebep olabilir.
4. Böbrek Hastalıkları
Susuzluk böbrek ağrısı yapar mı? Böbreklerin susuz kalması sağlığımız açısından oldukça zararlıdır. Böbreklerimiz vücudumuza aldığımız suyu filtreleme görevi ile fazla ve atık suyu idrar yoluyla dışarı atmamızı sağlar. Aşırı susuzluk başta böbrek ağrısı olmak üzere, böbrek hastalıklarına da sebebiyet verebilir.
5. Baş Ağrısı ve Konsantrasyon Bozukluğu
Susuzluk baş ağrısı yapar mı? Beynimizin de büyük bir kısmını su oluşturur. Bu nedenle susuzluk beyinde geçici olarak büzülme veya küçülme yaşatır. Bu büzülme sonucunda beyin kafatasından uzaklaştığı için başımız ağrımaya başlar. Beynimiz bu süreçte düzgün bir şekilde çalışamayacağı için de konsantrasyon bozukluğu ortaya çıkar. Ancak sıvı kaybını geçirdiğimizde beyin tekrar normale döner ve su miktarı dengelenir.
6. Ağız Kuruluğu
Ağız kuruluğu neden olur? Susuzluk belirtilerinden biri olan ağız kuruluğu, sürekli su içme ihtiyacı, gözlerde kaşıntı ve kuruluk gibi sorunları da beraberinde getirir. Böbreklerin yeterli su alamaması, tükürük bezi iltihaplanması gibi sebepleri de olabilecek ağız kuruluğu ciddiye alınması gereken bir problemdir.
7. Unutkanlık
Yetersiz miktarda su tüketmek geçici unutkanlık sebebi olabilir. Beynimizin %78-80’inin sudan oluştuğunu düşünürsek bu susuzluk kaynaklı sağlık problemi hiç de şaşırtıcı gelmeyecektir.
8. Kabızlık
Gün boyu midemiz ve bağırsaklarımız tükettiğimiz sıvı gıdalar sayesinde salgı üretir ve bu sayede kusursuz çalışırlar. Ancak az su tüketmek bağırsakların fonksiyonlarını tam anlamıyla yerine getirmesine engel olur ve dolayısıyla kabızlık durumu ile karşılaşılabilir.
9.Sindirim Sistemi Bozuklukları
Vücuda alınan su ve alkali minerallerin miktarı yetersiz olduğunda ülser ve reflü gibi ciddi sindirim sistemi bozuklukları ortaya çıkabilir.
10. İdrar Yolu Enfeksiyonu
Vücudumuzda belirli oranda mikroplar bulunur. Ancak bol sıvı alımı ile sık sık idrar yapıldığında bu mikroplar idrar yoluna yerleşemez ve vücuttan atılırlar. Susuzluk ise az idrar yapımına ve dolayısıyla mikropların oraya yerleşerek idrar yolu enfeksiyonuna zemin hazırlamasına sebep olur.
11. Saçta Kepeklenme ve Dökülme
Saçlarınız kepekleniyor mu? Bunun sebebi susuzluk olabilir. Az su tüketimi, saç derisinin kurumasına ve sonucunda da kepeklenmeye yol açabilir.
12. Cilt Hastalıkları
Suyun yararları arasında vücudumuzdaki toksinleri terleme ve idrar yoluyla dışarı atma da vardır. Ancak susuzluk vücuttan toksin atılmasının önüne geçer ve cilt hastalıklarına davetiye çıkarır.
13. Sinir
Huysuzluğunuzun sebebi susuzluk olabilir. Yapılan araştırmalar dehidrasyonun ruh halini de olumsuz etkilediğini gösteriyor. Yeteri kadar su içmeyi ve gülümsemeyi ihmal etmeyin.
Aşırı susuzluk sorunları gibi kalitesiz su da sağlık problemlerine yol açar. Vücudumuz bizim tek yaşam kökümüz ve yediği yok. Bunun yüzden yaşam köklerimizi sağlıkla korumak için içtiğimiz su miktarı ve kalitesine özen göstermeliyiz.
Sizin ve sevdiklerinizin sağlığı için bol ve iyi su içmelisiniz. MIATO olarak cam tanklı akıllı su arıtma cihazımız ile sağlığınızı en az sizin kadar önemsiyor ve içme suyunuzun en sağlıklı su olması için size sıradan su arıtma cihazlarından daha gelişmiş ve sağlıklı bir çözüm sunuyoruz.
0 notes
Link
Cilt Kuruluğu Neden Oluşur? Cilt kuruluğu zaman zaman hepimizin karşılaştığı bir problem. Özellikle kış aylarında artan cilt kuruluğunun soğuk havadan başka sebepleri de bulunmakta. Bu yazımızı okuyarak cilt kuruluğunun sebepleri ve nasıl çözüm üretebileceğinize dair bilgi edinebilirsiniz. -Bilhassa kış aylarında maruz kalınan soğuk hava cildin kurumasının en büyük sebeplerindendir. Sıcaklık seviyesi düştükçe havada bulunan nem … Read more "Cilt Kuruluğu Neden Oluşur?" The post Cilt Kuruluğu Neden Oluşur? appeared first on Kadın Sağlık Güzellik.
0 notes
Text
Kirpik Dökülmesi Neden Olur?
Kirpik Dökülmesi Neden Olur?
Dışarıdan gelebilecek toz ve kir şeklinde maddelere karşı kirpikler gözleri korumuş olan yapılardır. Averaj ömürleri 3-6 ay içinde değişen kirpiklerin bu süreçte dökülerek yerine yenilerinin çıkması olağandır. Sadece kısa süre içinde oldukca sayıda kirpiğin dökülmesinde bu durumun bir sıhhat probleminden kaynaklandığı düşünülebilir. Tıpta madarozis olarak adlandırılan bu durumun ortaya çıkmasında çeşitli faktörler etkili olabilir. Kirpik Dökülmesinin Sebepleri Göz kuruluğu şeklinde nedenlerle ortaya çıkan kaşınmanın göz kapakları üstünden baskı uygulanarak giderilmesi sonucunda meydana gelebilir. Buna benzer şekilde göz makyajının temizlenmesi esnasında göz kapaklarının fazla ovulması da kirpiklerin dökülmesine niçin olabilir. Bu şeklinde durumlarda gözlere baskı uygulanmamasına dikkat edilerek kirpik dökülmesi engellenebilir. Kirpik dökülmesinin sebeplerinden birisi de kullanılan makyaj ürünlerinden dolayı ortaya çıkan alerjik reaksiyonlardır. Makyaj malzemelerinin içerdikleri kimyasallardan meydana gelen bu durum bilhassa kırılgan ciltlere haiz kişilerde daha sık görülür. Bundan dolayı makyaj malzemesi tercihinde cilt tipine uygun ve mümkün olduğunca naturel ürünler tercih edilmeli ve kirpik dökülmesi ile karşılaşılırsa göz makyajında kullanılan malzemeler gözden geçirilmelidir. Göz kapağında meydana gelen arpacık da kirpik dökülmesine niçin olabilir. Bir tür iltihaplanma olan arpacığın yanında göz kapağında meydana gelebilecek öteki yaralanma ve enfeksiyonlar da kirpik kaybı ile sonuçlanabilir. Sadece bu şeklinde durumlarda çoğu zaman dökülen kirpikler kısa süre içinde yerine gelir. Bir otoimmun hastalık olan saçkıran daha oldukca saçlarda görülmesine karşın kirpiklerin dökülmesine de yol açabilir. Eğer vücuttaki değişik yerlerde de bölgesel kıl dökülmeleri yaşanıyorsa bu durumda kirpik dökülmesinde saçkırandan şüphelenilebilir. Gelişme, gelişme ve vücuttaki kimyasal olayların düzenlenmesinde etkili olan tiroit hormonunun salgılanmasındaki düzensizliklerin emarelerinden birisi de kirpik dökülmesidir. İyileşmeyen kirpik dökülmesi durumlarında bu durumun tespit edilebilmesi için hormon testi yapılması gerekir.
OKUDUYSANIZ yada IZLEDIYSENIZ PAYLAŞIN LÜTFEN HERKES OKUSUN Read the full article
1 note
·
View note
Text
Cilt kuruluğu nedenleri
Cilt kuruluğuyla ilgili 8 soru ve 8 cevap.
Cildinizde gerilme hissi, pul pul soyulmalar, kepeklenme, çatlaklar ve kaşıntı varsa cildiniz kurumuş olabilir! Her türlü nemlendiriciyi ve kozmetik ürünü denemenize rağmen cilt kuruluğundan kurtulamıyorsanız bir dermatologa başvurmanız gerektiğini unutmayınız.
Dermatoloji Uzmanı Dr. Eda Kumbasar; cilt kuruluğuyla ilgili bilgiler verdi...
1- Kimlerde cilt kuruluğu görülür?
İnsanlar yaşlandıkça daha çok ortaya çıkan bir tablo olan kuru deri 'Kserozis' olarak bilinir. Yaşlanmayla beraber daha kuru ve daha az yağlı bir cilt oluşur. Derinin üst tabakasının yaklaşık yüzde 10 kadarlık bir kısmını su oluşturur. Bu tabakadaki suyun azalması deride çatlama, kaşıntı ve kuruluğa neden olur. Cilt kuruluğu olan kişilerin çoğunda altta yatan bir hastalık yoktur.
Kuru cilde sahip olan kişilerin büyük çoğunluğunu ise sık duş alan kişiler oluşturur. Son yıllarda insanlarda duş alma sıklığı arttıkça kserozis sıklığının da arttığı dikkati çekmektedir.
2- Cilt kuruluğunun sebepleri nelerdi?
Kuru cilde neden olan çevresel etkenler; sıcak su, deterjanlar, giysilerden dolayı oluşan sürtünme, sık hava yolculuğu, rüzgara maruz kalmak, çevre kirliliği, klima ve diğer kimyasal maddeler olarak sıralanabilir. Atopik egzama, kalıtsal bazı hastalıklar, ihtiyosis, sedef gibi cilt hastalıkları, metabolik faktörler, tiroit bezinin yeterince çalışamaması, aşırı kilo kaybı ve ilerleyen yaş kuru deriye neden olan diğer faktörlerdir.
3- Cilt kuruluğu nasıl anlaşılır, belirtileri nelerdir?
Deri kuruluğunun ilk belirtisi, deride donuk gri beyaz bir renktir. Kuruluk arttıkça renk değişikliğine ek olarak ciltte gerilme hissi, pul pul soyulmalar, kepeklenme, deri yüzeyinde pürüzlenme, çatlaklar, yarıklanmalar oluşur. Kaşıntı, kuru derinin neden olduğu diğer bir şikayettir. Kuruluk tedavi edilmezse sonunda egzamalar oluşabilir.
4- Cilt tipinin (kuru, yağlı, karma) nasıl olduğunu anlamak mümkün mü?
Deride kepeklenme, gerilme hissi ve kaşıntı şikayetleri varsa kuru cilt tipi olarak değerlendirilir. Akneye meyilliyse, gün içerisinde ve sabah uyandığında ciltte parlama oluyorsa, gözenekler genişleme ve siyah noktalar varsa yağlı cilt olarak değerlendirilir. Bazı kişilerde ise yüz bölgesinde özellikle yer yer kuruma, kepeklenme fakat belli bölgelerde ise yağlanma, parlama şikayeti olur. Bu tip ciltler ise karma cilt olarak değerlendirilir.
5- Cilt kuruluğu özellikle hangi bölgelerde görülür?
Su kaybının regülasyonu, vücudun bölgelerine göre farklılıklar gösterir. Kuruluk kollarda, bacaklarda ve gövdede daha belirgin olur; çünkü bu bölgelerde daha az yağ bezleri vardır. Yüz diğer vücut bölgelerine göre daha su geçirmezdir. Deri geçirgenliğinde ise lipitlerin (yağların) kritik rolleri vardır. Sık duş alındığında doğal deri lipitlerinin yeniden oluşabilmesi için yeterli süre olmadığı için kuruluk özellikle yağ bezleri daha az olan kol ve bacaklarda daha belirgin olur.
6- Cildi kuruyan biri, kuru ciltler için olan ürünleri mi almalı, yoksa öncesinde dermatologa mı başvurmalı?
Cilt kuruluğu olan kişiler mutlaka bir dermatoloji uzmanına danışmadırlar. Kişinin şikayetleri, belirtilerin süresi ve şiddeti, tedavinin şeklini belirler. Bazı olgularda sadece nemlendiriciler yeterli olurken, belirtilerin şiddetli olduğu olgularda antihistaminik ilaçlar, topikal kortikosteroid kremler vermek gerekebilir. Çok sayıda ve markada nemlendirici olduğundan rasgele bir nemlendirici kullanımı doğru değildir. Hastanın deri tipine ve şikayetlerine uygun nemlendiriciler önerilmelidir.
7- Cildi kuru olanlar ne tür kozmetik ürünler kullanmalı?
Kuru cilt problemi olan hastalar yağ içinde su emülsiyonu dediğimiz deriyi daha yoğun nemlendiren ürünler kullanabilirler. Deride iritasyon problemi olmayan kişiler ise üre ihtiva eden kozmetik nemlediricilerden fayda görebilirler. Banyo sonunda kullanılan vücut yağları derinin nem kaybını engeller. Bu tip kozmetik ürünlerin de oldukça faydası vardır.
8- Soğuk-sıcak hava, mevsimler, güneş, sauna, hamam, kese ve vücut peelingi cildi nasıl etkiler?
Kuru deri, stratum korneum tabakasının nem içeriğinin azalmasıdır. Sıcağa ve soğuğa maruz kalan ciltte transepidermal su kaybı artar ve bu artış cildin kurumasına neden olur. Ayrıca kış mevsimi de cilt kuruluğuna neden olur. Dönemsel kuruluk dendiğinde 'kış kaşıntısı' olarak da bilinen soğuğa bağlı kserosis akla gelir. Kış aylarında düşük neme bağlı olarak gelişen bu tablodan korunmak için mutlaka koruyucu giysiler giyilmeli, nemlendiriciler kullanılmalıdır. Güneş de, hem ısı hem de ışın etkisiyle derinin nem kaybına neden olur. Kozmetik açıdan kaba ve kuru bir deri görüntüsüne mahkum olmamak için yaz ve kış ayları boyunca güneş koruyucu ürünler kullanmak gerekir. Güneş koruyucular deri hasarını ve derinin kurumasını engeller. Suyla sık temasta bulunmak derinin nem kaybına neden olduğundan, kişilerin çok sık kese ve peeling uygulamaları yaptırması da sakıncalıdır. Kese ve peeling sırasında deride oluşan sürtünmeye bağlı iritasyon, kuruluğun şiddetini daha da artırır.
Kaynak:MOTHER & BABY
0 notes
Text
Cilt Kuruluğu ve Tedavisi
Cilt Kuruluğu ve Tedavisi
Derimizde yağ üretip salgılayan bezler, cildi havadaki değişikliklere karşı koruyan sebum denilen yağdan yeteri kadar üretemezse cildiniz kurur, pul pul olur ve hatta acıyabilir. Temel cilt bakımı kurallarını uygulayarak ve çeşitli bitkisel ilaçlar ile cilt kuruluğundan kurtulabilirsiniz.
Cilt Kuruması Nedenleri Cilt Kuruluğu Sebepleri
Derinin hemen altındaki yağ bezleri görevini tam olarak…
View On WordPress
0 notes
Text
Sivilce (AKNE) Ve Tedavisi
Sivilce nedir? günümüzde 3 kişiden 2 sinde görülebilen, çoğu zaman ergenlik döneminde olan gençlerde başlayıp, daha ileri ki yaşlarda da rastlanılabilen bir deri hastalığıdır. Tarz ve tipi farklı olmaksızın kırmızı, ucu iltihaplı veya iltihapsız şeklinde küçük şişlikler halindedir.Vücutta en yoğun görülen yeri yüz kısmıdır. Bununla birlikle saç derisi, boyun, omuz, sırt,kol ve kol üstü bölgelerde de görülebilir. Hayatımızda önemli bir sağlık sorunu olarak ortaya çıkan sivilce, iz bırakma, yara yapması veya diğer bölgelere sıçraya bilmesi durumundan tanının bir dermolog(deri hastalıkları uzmanı) tarafından koyulması kişi tarafından önem arz eder.
Sivilce Nasıl ve Neden Oluşur?
Ciltte yağ bezelerinin yağlanmasından kaynaklı fazla sebum (yağ bezlerinin meydana getirdiği salgı) üretilir.Yağ bezeleri gözenekler içinde yer alır. Her hücre yenilenmesinde sürekli olarak büyüyerek ölü hücreleri dışarı atar.Ancak bazı ölü hücreler dökülemez ve gözenekleri tıkar.Bu sayede tıkanmış gözeneklerde sivilce veya akne olarak geri döner. Elbette ki tek neden bu olmamakla birlikte cildi sürekli temiz tutmakta fayda var.
Sivilce En Çok Kimlerde Görülür?
Birçok insan hayatının belirli dönemlerinde sivilce ile karşı karşıya kalmaktadır.Genellik genç kitle dediğimiz ergenlik döneminde başlar.Bunun en önemli neden genç yaşta ki kişilerin yağ bezeleri daha aktif çalışmaktadır. Belirli yaşa oranla daha değişken olsada erkek cinsiyeti bu konuda daha erken karşılaşabilmektedir. En yüksek karşılaşma sıklığı kızlarda 14-17 erkeklerde iste 16-19’dur.
Sivilce (AKNE) Oluşum Sebepleri Nelerdir?
Hormonal bir sebep olabilir; Hormanlar da yağ bezelerinin aktif bir şekilde çalışmasında oldukça ciddi bir rol oynar. Mevsimsel değişiklikler; Yaz aylarında cilt sıcaklık, cildin nemi arttırmasıyla yağ bezelerini hareketlendirir. Kış aylarında ise soğuktan ciltte ki kuruluğu önleme açısından yağ bezelerini uyarabilir. Stres; Maalesef ki sadece sivilce olmamakla birlikte vücudumuzun en büyük düşmanıdır.Yine hormansal değişikliğe uğrattığı için yağ bezeleri aktif hale gelir. Bilinmeyen kozmetik ürünleri, cildi iyi tanımak gerekir ve buna uygun ürün kullanılmalıdır. Yeterli nem ve kuruluk dengesini korumamak, cildin daha fazla yağlanmasını sağlayarak sivilce oluşumunu hızlandırabilir.
Nasıl Tedavi Sağlayabiliriz?
Tabii ki en önemli detay temizliktir.Gözenekleri açık tutmak, makyaj kalıntılarından arındırmak yüzümüz için aktif rol oynar. Sabah ve akşam olmak üzere cilde detaylı ilgi gösterilmelidir. Nemli tutmak, aloe vera, hindistan cevizi yağı gibi doğal ürünler kullanarak yüzümüzde ki denge korunabilir. Saç bakım ürünlerine de dikkat edilmeli..Bu ürünlerin gözenek kapatıcı özelliği olmasından dolayı iyi bir şekilde durulamak gerekir. Solaryumun sivilcelere iyi geldiği kanısı yanlıştır. Bir çok sivilce ilacı deriyi güneşe karşı hassaslaştırır. Sivilceyi sıkmakta doğru bir hareket sayılmaz. İltihaplı şekilde olanlar yayılabilir.Bunun için sürekli temiz tutarak kurutabiliriz. Kişi kendi cildini iyi tanımalı, farklı ürünler kullanmadan önce ilgili doktora (Dermolog) başvurmalı. Doktor tavsiyesi doğrultusunda hareket edilmelidir. Süreç uzun olsada sabırla beklemek, umudu kesmemek iyi sonuç almayı kolaylaştırır.
Sivilce (AKNE) Ve Tedavisi
0 notes
Text
Çocuğunuz daha az göz kırpıyorsa dikkat
Çok duyulan ama az bilinen hastalıklardan göz kuruluğu. Dış etmenlere bağlı nedenlerle ortaya çıkma oranı daha fazla. Yazın maruz kalınan güneş, tuzlu su, kışın ise etkisini gösteren rüzgâr gibi dış etmenler göz kuruluğuna sebep olurken sürekli dijital aletlere bakıyor olmak en büyük tetikleyicilerinden. “Bu hastalık çocuklarda nadir görülürken, kendilerini net ifade edemedikleri için muayenede zor teşhis ediliyor” diyen Seiko Optik Türkiye Göz Sağlığı Danışmanı Op. Dr. Özgür Gözpınar; kendini ifade edebilen 6-7 yaş ve üzeri çocuklarda özellikle yanma ve batma şikayetlerinin dikkate alınması gerektiğinin altını çiziyor. Op. Dr. Gözpınar, göz kuruluğu ile ilgili bilgiler paylaştı.
Dijital cihazlara daha az süre bakılmalı
Çocuğun daha az göz kırpmaya başlaması göz kuruluğunun oluşmasına sebep olan etkenlerden birisidir. Bunu gözlemlemek de ebeveynlere düşüyor. Yoğun telefon ve dijital cihaz kullanımı göz kırpmasının azalması ile basit kuruluk belirtilerine sebep olabiliyor. Kirpik dibi iltihabı (blefarit) nedeniyle kuruluk gelişebilir. Göz alerjileri ve alerji tedavisinde kullanılan ilaçlar da kuruluğa yol açabiliyor. Bu durumda hekimler alerjiyi tedavi ederken kuruluğu gözden kaçırmamalı.
Göz yaşı buharlaşıyor
Güneş ışınlarına aşırı maruz kalmak bazı göz yapılarına zarar verirken aynı zamanda ısı nedeniyle gözyaşı buharlaşarak hızla azalıyor ve göz kuruluğu oluşuyor. Yazın çocuklara UV ışınlarına karşı koruyan güneş gözlükleri ve şapka takmak oldukça önemli. Yaz mevsimi sonlarında göz kuruluğu vakaları daha fazla görülüyor. Kış aylarında fazlalaşan rüzgarlar da aynı şekilde göz yaşının hızlı buharlaşmasına sebep oluyor. Buharlaşmanın yoğun olduğu aylarda su tüketimini çoğaltmak da önemli.
Göz kuruluğunu tetikleyen hastalıklar
Ancak çocuklarda belirgin düzeyde kuruluk sebepleri nadir görülen daha ciddi durumlardan kaynaklanabilir. Bu hastalıklar; rosacea gibi cilt hastalıkları, juvenil diabet, juvenil artrit, A vitamini eksikliği yapan hastalıklar ve kemoterapi veya radyasyon tedavisi…
Ttedavide yine kuru göz hastalığının tedavi yöntemleri uygulansa da çocuklarda doz ayarına dikkat edilmeli. Tedavide önemli olan gözün kaybettiği nemi yani gözyaşını geri kazandırmak. Tabii ebeveynlere de çok görev düşüyor. Bunların başında telefon, bilgisayar ve tablet gibi dijital aletlerin kullanımının süresini azaltmak geliyor. Çocukları havası kuru ve klimalı ortamlarda bulundururken gerekli tedbirleri almak gerekir.
Çocuğunuz daha az göz kırpıyorsa dikkat
0 notes
Text
Goz cevresi Soyulmasi Nicin Olur?
Göz çevresinde soyulma birçok kişinin muzdarip olduğu cilt problemleri başında gelmekte ve bu sorunu yaşayan kişiler, göz çevresi soyulması nedenlerini bilmek istiyor.
Göz çevresi soyulmasının sebepleri oldukça fazladır ancak bu sorunu tetikleyen faktörlerin başında ise, kullanılan kimyasal peelingler olmaktadır. Cilt bakımı yaparken mutlaka göz çevresi uygulamalardan uzak durun.
Cilt bakımı işlemleri esnasında göz çevresi kötü etkileniyor. Yüz maskesi ve peeling gibi uygulamaları göz çevresine uygulamamaya özen gösterin. Özellikle de göz altı çok hassas bir deriye sahip olduğu için kötü etkileniyor.
Göz çevresi soyulmaları nedenlerinden bir tanesi de, mevsimsel değişimlerdir. Mevsimsel değişimler nedeniyle cilt kuruluğu husule geliyor ve göz çevresi aşırı kuruduğu için soyulmaya başlıyor.
Göz çevrenizdeki soyulmaların nedeni birden fazla etkene bağlı olarak gelişme göstermektedir. Göz çevresi soyulmasının nedenleri arasında ilk akla gelen güneş yanıklarıdır. Diğer yönden mantar enfeksiyonları, döküntülü deri hastalıkları yada kozmetik ürünlerden dolayı tahriş olmuş deri de soyulmalara sebebiyet veriyor.
Gokcek Market - ibrahim Gokcek - Sifali Bitkiler https://blog.gokcekmarket.com/goz-cevresi-soyulmasi-nicin-olur/ Şifalı Bitkiler, Bitkisel Ürünler, Bitkisel Tedavi
0 notes
Text
Kaşıntı Neden Olur?
Kaşıntı Neden Olur? Kaşıntı tıp dilinde kullanılan adıyla “pruritus”‘tur. Vücudun bütün her yerinde ortaya çıkabilir veya bazı bölgelerde oluşabilir. Bazı kaşıntı durumlarında cilt yüzeyinde kızarıklık veya kabartılar, döküntüler görülebilir. Egzama gibi cilt hastalıkları, böcek ısırması, alerjik durumlar, mantar enfeksiyonu, sistematik hastalıklar, bağırsak hastalıkları, hormonal dengesizlikler kaşıntıya yol açabilirler. Bağışıklık sisteminin yol açtığı kaşıntılarda karaciğer, böbrek, tiroid bezi hastalıkları vücutta genel olarak kaşıntı oluşturur.
Kaşıntı Tedavisi
Kaşıntının tedavisini yapabilmek için altında yatan nedeni bulmak gerekir. Altta yatan rahatsızlık tedavi edildiğinde kaşıntı da ortadan kaybolur. Yoğun kaşıntıyı anlık geçirebilmek için soğuk suyla yıkamak, cildi nemli tutmak, kaşındırıcı giysilerden uzak durmak, parfüm içermeyen cilt bakım ürünleri kullanmak, kalamin losyonu kullanmak ve antihistaminik kremler kullanarak kaşıntıyla başa çıkabilirsiniz.
Kaşıntı Sebepleri Nelerdir?
Alerji: Alerji kökenli kaşıntılar genellikle cildin bazı uyaranlara tepki vermesi ile “alerjik temas egzaması” gibi nedenle olurlar. Kumaş boyası, dikenli bitkiler, imitasyon takılar, lastik eldivenler, parfüm, sabun gibi kimyasal içeren kozmetik ürünler kaşıntı yapabilirler. Astım veya alerjik bronşit, saman nezlesi olanlar da alerjik kaşıntılar yaşayabilirler.
Kuru Cilt: Ciltte sadece kaşıntı oluyorsa, beraberinde döküntü veya başka bir durum yoksa bu durumda cilt kuruluğundan kaynaklanan kaşıntı düşünülür. Havanın nem oranındaki düşüklük, uzun süre klimalı ortamda bulunmak, çok sık banyo yapmak gibi sebeplerden cilt kuruluğu yaşanabilir, bu gibi durumlarda nemlendirici kremler kaşıntıyı yok edebilirler.
Güneş Işınları: Güneş ışınlarının zararlı etkileri ciltte kızarıklık ve kaşıntı yapabilir. Güneş alerjisi söz konusu olan bu durumda güneş koruyucular etkili olabilir.
Cilt Hastalıkları: Mantar, egzama, kepek, kurdeşen, sedef, suçiçeği gibi cilt hastalıklarından kaşıntı olabilir. Doktora giderek hastalığın tipine göre ilaç kullanabilirsiniz.
İç Hastalıkları: Karaciğer, böbrek, çölyak, anemi, lenfoma, tiroid hastalıkları kaşıntıya yol açabilir. Nedenini öğrenip tedavi edilirse kaşıntı geçebilir.
Hamilelik: Bazı kadınlarda hamilelikteki hormonların değişmesinden dolayı kaşıntı olabilir, doğumdan sonra kaybolur.
Kaşıntı Neden Olur?
0 notes
Photo
Bedenimizdeki en ince cilt, göz kapaklarındadır. Bu sebeple ihtiyarlamanın tesirleri ilk olarak göz kapaklarında görülür. Ten hafiflemesi ve cilt aşırılığı, hem üst, hem de alt göz kapağında aşikardır ve yağ aşırılıkları, alt göz kapağında daha fazla olmak üzere; dışarı doğru torbalanma stilinde şişlik olarak kendini gösterir. Tüm bu farklılıklar yüzde hazin, yaşlı ve bitkin bir görünüm oluşturur. Üst göz kapağındaki ten aşırılığı bazen o kadar sarkmaya neden olur ki; görme alanını dahi daraltır. Göz çevreyi teni, bizim hayat tarzımızı, nasıl beslendiğimizi, kısacası kendimize itina gösterip göstermediğimizi ortaya çıkarır. Perhiz, hayat tarzı, stres, güneş, içki ve sigara kullanımı göz çevresindeki ihtiyarlama sürecini süratlendirir. Özellikle bol su içmek, bol sebze ve meyve yemek, sigara ve içki kullanımına son vermek güneşten korunmak bu süreci geciktirir. Göz altı morlukları Gün boyu göz etrafınızda yer alan, sizi yaşlı, bitkin, yorgun gösteren, evham veren ve giderilmesi efor olan göz altı morlukları; bir çok şahısta değişik derecelerde bulunur. Çoğu insan nezaret morluğunun sebebinin; yoğun gece yaşamı, geç saatlere kadar çalışma, bitkinlik olduğunu düşünür. .Nezaret teni, bedenin en ince teni olduğu için, ten altındaki kılcal damarlarda gezen kan; tenin koyu görünmesine neden olabilir. Siyah milleteler, göz çukurlarındaki kılcal damarların içinde yer alan hemoglobinin oksidasyonuna bağlıdır. Başka bir deyişle göz çukurundaki kılcal damarlar, kanı ara dokulara s��zdırarak oksijene maruz kalmasına hemoglobin degradasyonuna yol açarlar. Bu sızıntıyla alana gelen oksidasyon göz etrafının mor, hatta siyah renge bürünmesine neden olur. Ancak bazı insanlarda bu vakanın daha sık görülmesinin bir ekip sebepleri vardır. Kalıtım, alerjik yapı, sinüzit, kemik yapısına bağlı olarak gözün derinde yer alması, kansızlık anemi, güneş zararı, yaş, damarlarda genişlemeye neden olan ilaç alımı, su kaybı, uykusuzluk göz altı morluklarına neden olur.. Göz altı morluklarının rehabilitasyonu: Göz altı morlukları ile savaşmak için, nezaret morluklarını eksiltici kozmetikler, uygun makyaj malzemeleri ile kombine edilmeli; iyi beslenilmeli; güneşten korunmalı; bol su içimine dikkat edilmeli ve iyi yatılmalıdır.. Tedavide tesiri olan öbür uygulamalar: Gece uyumadan evvel göz altlarına uygulanan K vitamini kapsayan göz altı kozmetiklerinin kullanımı; damar içinde alyuvar sınan kan hücrelerinin damar dışına çıkmasına mani olarak yararlı olur. "Arnica montana" kapsayan kremlerin uygulanması, damarlara sıvılığı çoğaldırarak, alyuvarların dokudan basitlikle uzaklaştırılmasına ve antienflamatur tesire neden olur. Göz kapakları sarih iken, üst kapağı kapamadan ve kaş çatmadan yalnızca alt göz kapağını sıkma hareketi, kan dolaşımını tertip ederek tesirli olur. Çift yastık ile ve sırt üstü yatılmalıdır. Uzun süreli kullanım için "tretinoin" kapsayan kremler seyrek aralıklarla, dikkatli ve süreğen biçimde göz kapaklarına kullanılabilir, ama tahriş edici yan tesirler görülebilir. Uzun süreli uygulamalarda; lipozomlu güneşten gözeticiler ve UV süzücü güneş gözlüğü kullanılmalıdır. Göz çevresindeki yağ birikimleri Ksantelezma sınan, sarımsı renkteki düz veya tenden hafif şişkin yaradılışlar, alt veya üst göz kapağında görülebilirler. Ksantalezması olan şahısların % 20’sinde kandaki yağlardan trigliserit ve kolesterol yüksektir. Bazen ailesel olarak da görülür. Ksantelezmalar cerrahi bir harekâtla çıkartılabilecekleri gibi, lazer ve bazı kimyevilerle de rehabilitasyon edilebilirler. Rehabilitasyon sonrası tekerrür edebilirler. Rehabilitasyondan evvel öncelikle kandaki kollestero ve trigliserit yüksekliği hakimiyet edilmelidir. Göz buruşuklukları Kaz ayağı buruşuklukları Bu çizgiler gözün dış kenarında görülen ince mimik çizgilerdir. Özelikle göz kırpma ve tebessümme neticeyi tendeki hareketlerin kalıcı hale gelmesi ile oluşur. Güneş,stres, hava lekeliliği, içki ve sigara kullanımı gibi dış, cilt kuruluğu gibi manevi etmenler, göz çevreyi kırışıklıklarını çoğaldırır. Göz çevresindeki ten daha az yağ bezi kapsadığından, daha tez kurur ve buruşukluklar ortya çıkar. Özellikle tek istikamete uzanarak yatmak göz çevresinde tek taraflı buruşukluklara neden olabilir. Ayrıca kırşıklığın ortaya çıkma yaşını ve şiddetini genetik etmenler de belirler. Bazı ince buruşukluklar, göz bakımı için özel üretilen mahsullerden fayda görebilirken; derin buruşukluklar Botox veya plastik cerrahi rehabilitasyon gerektirirken, Göz altı torbaları İhtiyarlama ile beraber göz altında torbalanmalar oluşmaya başlar. İhtiyarlama ile beraber göz kapaklarına desteklediyen adaleler cılızlar. Sıradanda göz çevresindeki yağ dokusu gözü yardımlarken, ihtiyarlama ile beraber; alt göz kapağında doğru ilerlediğinde, göz altında şişmeye neden olur. Göz altında biriken su da göz altı torbalanmasına neden olabilir. Genellikle bu mesele kozmetik bir problem oluştururken; seyrek de ehemmiyetli bir hastalığın bulgusu olabilir. Göz altı torbalanmaları, hafif şişlik biçiminde olabilecekleri gibi, torbalanma ve sarkma biçiminde görülebilir ve göz altı morlukları ile bir arada bulunabilir. Şayet göz altı torbalanmaları kalıcı ve çok şiddetli ise, kızarıklık, kaşıntı veya sızı var ise, özellikle bacaklarda da şişlik var ise hekime müracaat etilmelidir. Bazı böbrek ve tiroid hastalıkları, enfeksiyonlar ve alerji gözkapağı şişliğine neden olabilir.. Aşağıda sıralanan nedenler de göz altı şişliklerini çoğaldırırlar:. Havanın ısınması ve nemin çoğalması gibi hava gidişatı farklılıkları, hormon seviyeleri ve fazla tuz harcanması gibi bedende su birikmesine neden olan vaziyetler Sırt üstü uyumak Az yatmak Özellikle şişlik ve kızarıklığın beraber olduğu alerjik vaziyetler Genetik Göz altı şişliklerinin rehabilitasyonu: Hafif şişliğin olduğu gidişatlarda bir kaç dakika soğuk kompres yapmak, buzlu suyun içinde suratı birkaç dak. bekletmek veya soğuk patates, salatalığı 10 dakika uygulanmak bereketlidir.Yüksek yastık ile yeterli müddet ve özellikle de gece yatmak bereketlidir.Şayet alerji mevcut ise, hekimden dayanak alarak mümkün casuslardan uzak durmak bereketlidir. Misalin saç boyaları, şampuan, sabun ve kozmetik kullanımında dikkat edilmelidir. Alerji veya sinüzit problemi var ise, hekime müracaat etilmelidir. Özellikle K vitamini, retinollü kozmetik kremler şişliğin eksiltilmesine fayda eder. Kullanılan kremler aynı zamanda ıslama sağlar, göz altı morluklarını ve ihtiyarlama bulgularını eksiltir. Fakat standart göz kremleri cildi ıslatarak ihtiyarlamayı eksiltirken, göz altı morlukları ve torbalanmalarına yararlı olmazlar. Bu kremlerin tesirli olması için kumpaslı ve uzun müddet kullanılması ve erken yaşta başlanması gerekir. DMAE, antioksidan, vitamin, alfalipoik asit, peptid ve coenzim Q kullanımı da bereketlidir. Bu temkinlerin yetmediği gidişatlarda rehabilitasyon uygulanır. Teni lazer veya kimyevi peeling ile cetmek tende gerilmeye neden olarak şişliği eksiltirken; renk bozukluğu da düzelir. Blefaroplasti ihtiyarlamayla beraber göz kapaklarında kendini gösteren bu istenmeyen gidişatları düzenleyen bir operasyondur. Küçük bir cerrahi teşebbüs olmasına karşın suratın genel görüntüsünde etkileyici farklılıklar ortaya çıkarır. Operasyon yerel anesteziyle yapılır. 20-40 dakika kadar sürer, fazla olan ten ve yağ dokusu çıkarılır ve estetik dikişle kapatılır.Operasyon sonrası 4 gün kadar morluk olabilir. Harekâttan 2 gün sonra banyo yapabilir, 3.günde makyaj yaparak morluklar kapatılabilir 5. gün dikişler alınır.İzler çok iyi saklandığı ve göz kapağı cildinin çok ince olması sayesinde fark edilir bir iz kalmaz. Hasta operasyon sonrası hemen evine döner. Blefaroplasti, göz altı torbalarından başka, üst göz kapağı şişliği, fikri dahi yasaklayabilen, üst göz kapağı sarkması ve düşüklüğü, alt göz kapağı teninin aşırılığı gibi gidişatların rehabilitasyonunda da kullanılır. .
Yafta göz buruşuklukları Göz Altı Morluklarından Nasıl Kurtulurum Genç Bakışlar İçin Hoşluğun En Püf Noktası Göz altı torbaları Kaz ayağı buruşuklukları Göz altı şişliklerinin rehabilitasyonu
Vücudumuzdaki en ince cilt, göz kapaklarındadır. Bu nedenle yaşlanmanın etkileri ilk olarak göz kapaklarında görülür.>:)>>>>Sitemize "Göz Altı Morlukları Tedavisi" konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz.Beğendiğiniz tarifi paylaşmayı unutmayın :) http://www.nefiskektarifleri.net/goz-alti-morluklari-tedavisi/
#göz kırışıklıkları#Göz Altı Morluklarından Nasıl Kurtulurum#Genç Bakışlar İçin#Güzelliğin En Püf Noktası#Göz altı torbaları#Kaz ayağı kırışıklıkları#Göz altı şişliklerinin tedavisi
0 notes
Text
Vücutta kaşıntı neden olur,sebepleri nelerdir?
Vücutta kaşıntı neden olur,sebepleri nelerdir?
Bilhassa yaz aylarında insanların başına bela olan kaşıntı vücutta belirli dönemlerde görülebilir. Bu kaşıntılar uzun vakit sürebilir ve rahatsız edici bir hal alabilir. Bazen kaşıntılar kısa müddet içerisinde geçebilirken bir takım vaziyetlerde geçmez ve kızarıklık ve kabartılarda kaşıntıya eşlik edebilir. Kaşıntı tek başına bir hastalık olmadığı gibi bir takım vaziyetlerde hastalıkların belirtisi veyahut neticesi da olabilir. Ciltte kaşıntıya kapı aralayan bir takım vaziyetler vardır.
Bunların başında;
Egzama gibi cilt hastalıkları
Haşere ısırıkları
Cildin alerjiye bağlı olarak tepki geliştirmesi
Bağırsak parazitleri
Mantar enfeksiyonu
Hormonal değişimler
Bağışıklık sisteminin zayıf olması
Böbrek, karaciğer hastalıkları yada hassasiyeti
Bütün bu vaziyetler cildinizde kaşıntıya kapı aralayabilir. Bu etkenlerin yanında daha bir sürü kaşıntıya kapı aralayan etken mevcuttur. Strese veyahut sıcaklığa bağlı olarak isilik veyahut kurdeşen dökebilirsiniz. Bu rahatsızlıklar da tüm vücutta kaşıntıya kapı aralayabilmektedir.
Kaşıntınızın nedenini bulup doktora müracaat etmelisiniz. Uygun rehabilitasyon metodu bulunup rehabilitasyon edildiğinde, kaşıntınızın geçip vücudunuzun deşarj olduğunu göreceksiniz.
Rehabilitasyon süreci süresince kaşıntınızı en üye indirmek için dikkat edebileceğiniz bir takım şeyler vardır.
Bunlar;
Soğuk duş almak
Cildi sık sık nemlendirmek
Cildin soluk almasını engelleyecek, ciltte kaşıntıyı arttıracak türde elbiselerden uzak durmak
Parfümsüz cilt ürünleri kullanmak
Kaşıntının olduğu bölgeye soğuk kompres uygulamaktır.
Antihistaminik ya da steroidli kremleri gibi kaşıntı ilaçlarını da kaşıntınızı azaltmak için kullanabilirsiniz. Kaşıntınızın azalmasıyla birlikte sizde biraz deşarj olduğunuzu fark edeceksiniz.
Kuru Cilt
Ciltte kaşındı vaziyeti olduğu zamanlarda ciltde bir döküntü olup olmadığını kontrol etmek gerekir.
Şayet cildinizde kaşıntıya eşlik eden bir döküntü vaziyeti yoksa kaşıntının sebebi cildin kuru olması olabilir. Cilt kuruluğu cilt tipinin kuru olmasından, yaşın ilerlemesine bağlı olarak ve dış şartlardan kaynaklı olabilir. Bulunduğunuz ortamın nem oranının düşük olması, sık sık duş alarak cildi nemsiz bırakmak, klima ve merkezi ısıtma gibi ortamdaki nemi azaltıcı araçlar, aşırı rüzgâra maruz kalmak gibi negatif koşullar ciltte müesseseye ve kaşıntı yapabilir. Bu sürecin oluşmaması ve şayet oluştuysa hızlı bir şekilde geçmesi için cildinizi bol bol nemlendiriniz.
Cilt Hastalıkları ve Enfeksiyonlar
Bir hayli cilt hastalığının yan tesiri olarak kaşıntı görülebilir. Bu cilt hastalıklarının başında sedef, mantar, kurdeşen, suçiçeği, egzama, kepek, mantar, uyuz, bit gibi bir çok rahatsızlık gelmektedir. Cilt hastalıklarından kaynaklı olarak olan kaşıntılarda, kaşıntının olduğu bölgelerde kırmızı lekeler, pullanma ve kabartı görülebilmektedir.
Cildinizde kaşıntıya eşlik eden başka belirtiler fark ettiğiniz taktirde kesinlikle doktorunuza müracaatınız. Doktorunuzun uygulayacağı tedavi kaşıntınızın da geçmesini sağlayacaktır.
Alerji
Cilde temas eden maddelerden ve tüketilen besinlerin vücuda dokunmasından kaynaklı olarak vücut reaksiyon geliştirebilir.Bu vaziyet alerjik bir durumdur ve alerji sebebiyle oluşan kaşıntılar genelde bu sebeplerden kaynaklı olur.Lastik eldivenler, Nikel takılar , cilde dokunabilecek kimyevi içeren ürünler,kumaş boyaları alerji vaziyetinizi arttırabilir ve kaşıntınızın artmasına yol açabilir. Kaşıntınıza yanma hissi de eşlik edebilir.
Astımı ve egzaması bulunan kişilerin vücudu daha hassastır. Bu yüzden alerjik temas egzaması vaziyetine karşı yatkınlıkları bulunabilir.
Bu gibi vaziyetlerde öncelikle yapılacak şey doktorunuza müracaat ederek, cildin nelere karşı alerjisi olduğunu öğrenmek gerekir.
Rehabilitasyon süresince anti alerjik ürünler kullanarak, cildinizi düzenli olarak nemlendiriniz.
Kurdeşen
Cilt hücreleri alerjenlere karşı üretilen histamin isimli bir kimyevi salgılar. Bu kimyevi çok fazla salgılandığında kurdeşen meselesi ortaya çıkar. Kurdeşen akut ve kronik olmak üzere iki türdür. Vücutta kendini kırmızı veyahut beyaz olmak üzere kabarcıklar halinde gösterir. Oluşan bu kabarcıklar engellenmesi zor bir kaşıntı yaratır.
Kurdeşenin oluşmasında rol oynayan ansızın fazla etken vardır. Akut kurdeşen vücutta varlığını çok uzun müddet göstermez. Akut kurdeşen grip soğuk algınlığı haşere ısırması gibi nedenlerden olabileceği gibi domates, ton balığı, muz benzeri besinlerin tüketilmesinden kaynaklıda oluşabilir.
Kronik kurdeşen bağışıklık sisteminde oluşan bir açıklıkta antikorların vücuda saldırıp fazla histamin salgılanması ile oluşur. Kronik kurdeşen vasati 6 hafta kadar sürer. Kronik kurdeşen sürdüğü sürece içki kullanmamaya ve karaciğerinizin yorulmasına kapı aralayacak durum ve yiyeceklerden uzak durmaya özen gösteriniz. Stres, yüksek tansiyon ve alkol kullanımı kurdeşenin seyiri uzatıp kötüleştirecektir.
Menopoz
Menopozla beraber vücutta bir sürü farklık olur. Bu farklıklardan biride hormonal değişimlerdir.
Vücutta değişen hormonlarla beraber ciltte genel bir kaşıntıya kapı aralar. Bu kaşıntının hormonal değişimlerin sinir uçlarını etkilediğinden kaynaklı olduğu düşünülmektedir. Beslenmenize dikkat ederek bu vaziyeti azaltabilmeniz olasıdır. Su tüketimini arttırmalısınız, günde en az 10 bardak su tüketmelisiniz. Omega -3 içeren gıdaların tüketimine dikkat etmelisiniz, sigara ve içki tüketimini bırakmalısınız. Cildinizde oluşabilecek kurumalara karşı cildinizi nemlendirmeye dikkat ediniz ve uyku düzeninize dikkat ediniz. Güneşin zarar veren olduğu saatlerde olası oldukça hanede kalmanızda da fayda vardır. En ehemmiyetli etkenlerden biride strestir. Bu dönemde ruh halinizi etkileyecek dış etkenlere karşı kendinizi savununuz.
Gebelik
Gebe kadınlarda dönem dönem kaşıntı meselesi yaşanabilmektedir. Bu kaşıntı karın, göğüs ve kollarda daha bariz kendini göstermektedir. Bu kaşıntıların; vücudun kilo artışıyla birlikte cildin esnemesi ve bu esnemeyle birlikte gelen çatlaklardan kaynaklı oluşabileceği gibi gebelikle gelen hormonal değişimlerin, kaşıntı meselenini tetikleyebileceği de düşünülmektedir. Gebelik egzama gibi cilt meselelerini da tetikleyebilir. Gebelikten kaynaklı oluşan cilt kaşıntıları, gebeliğin bitişiyle beraber son bulacaktır.Sık duş alarak bu sürecin rahat geçmesini sağlayabilirsiniz.
Güneş Işınları
Güneşin zararlı ışınlarına maruz kaldıktan kısa bir süre içerisinde vücudunuzda döküntüler oluşmaya başlayabilir. Bilhassa göğüs, kollar ve sıcak bölgelerde kırmızı noktalar görünür. Kırmızı noktalara kaşıntı eşlik ederse eğer vücudunuzun güneş ışınlarına karşı alerjik bir tepki oluşturduğunu anlarsınız. Güneş alerjisi oldukça yaygın karşılaşılan bir durumdur. Güneşe 15 dakika kadar kısa bir süre dahi maruz kalmak vücudun reaksiyon geliştirmesi için yeterli olabilir. Güneş alerjisinden savunmak için güneşe çıkarken dikkatli olunuz ve kendinizi güneşten mümkün oldukça savununuz. Güneş alerjisi dışında ciltte oluşan güneş yanıkları da cildin kızarmasına ve kaşınmasına kapı aralayabilir.
İlaçlar
İlaç kullanım esnasında vücuda dışarıdan kimyasal alımı söz konusudur. Vücut dışarıdan gelen bu kimyasal maddelere karşı tepki oluşturur. Penisilin içeren ilaçlarda, ağrı kesiciler, mantar ilaçları, aspirin ve antibiyotik ilaçlar vücutta kaşıntı ve döküntüye kapı aralayabilmektedir. Vücudunuzun ilaçlardan kaynaklı olarak alerjik bir reaksiyon geçirdiğini düşünüyorsanız eğer mutlaka doktorunuza müracaatınız. Ve eğer doktorunuz uygun görürse başka bir ilaca geçebilirsiniz.
İç Hastalıkları
Bazı hastalıklar bütün vücudu etkiler ve yan tesir olarak yerel olmayan tüm vücudu saran bir kaşıntı alana getirir. Bu hastalıklar;
Karaciğerden meydana gelen rahatsızlıkları
Tiroid bezinin çok yada az çalışması
Çölyak hastalığı
Kronik böbrek hastalıkları
Kansızlık
Lenfoma’dır
Fazla kaşımaktan dolayı cildi tahriş etmekten kaçınınız. Kaşıntının uzun sürmesi halinde doktorunuza müracaat ederek kaşıntının sebebi ve rehabilitasyon için izlenecek yolu belirleyiniz.
.
Kaşıntı İçin Ne Vakit Doktora Görünmeli
Kaşıntı engellenemez bir hal aldığında
Kaşıntı çok şiddetlendiğinde
Kaşıntı uzun müddettir sürüyor, günlerdir geçmiyor ve daimi tekrarlıyorsa
Kaşıntının sebebiyle alakalı rastgele bir fikriniz yoksa
Yeni ilaç kullanmaya başladıysanız
Kaşıntıya eşlik eden göğüs ağrısı, soluk almakta zorlanma, sarılık, ciltte iltihaplanma gibi başka belirtilerde gözüküyorsa kesinlikle savsaklamamalı ve en kısa vakitte doktora görünmelisiniz.
Vücutta kaşıntı neden olur,sebepleri nelerdir?
0 notes
Photo
Cilt kuruluğu hakkında bilmeniz gereken 8 gerçek: Özellikle mevsim geçişlerinde daha da artan cilt kuruluğunun farklı sebepleri olabilir. İşte cilt kuruluğu ile ilgili bilmeniz gerekenler... https://www.haberdex.com/magazin/Cilt-kurulugu-hakkinda-bilmeniz-gereken-8-gercek/251261?utm_source=Tumblr&utm_campaign=251261&utm_medium=sosyal
0 notes
Text
Denize Girerken 3 Önemli Dikkat Edilecek Konular
Denizden vede güneşten bol bol yararlanmak isteyen kişiler çabucak bronzlaşmak isteyen kişiler bazı yanlışlar yapmaktadır. Bu yanlışların bir çok sebepleri var tabii biz bunların en önemli olan üç tanesini sizlere sunacağız.
Sivilceli ciltler güneş için faydalı değillerdir. Güneş cildi kuruttuğu için bunun sonucunda sivilcelerde azalma hissi oluşmaktadır ama durum böyle değildir. Ciltte kuruma hissi oluşur buda sinyaller yağ tüketimini artırmaktadır buda fazla sivilce oluşmasına neden olur.
Gölgede de güneş kremi kullanmayı unutmayın. Gölgede dursanız dahi güneş ışınları sizi etkilemektedir. Bu en çok yapılan yanlışlardan birisi olduğunu hatırlatalım.
Havuz yerine denize girmeyi tercih ediniz. Klorlu,ilaçlı su, deride koruma mekanizmalarını azalttığı için vücutta kuruluğu artırmaktadır. Deniz suyu ve güneşin ise bazı cilt hastalıklarına faydası olduğunu söyleyelim.
Denize Girerken 3 Önemli Dikkat Edilecek Konular
#denizde yüzerken dikkat edilmesi gerekenler#denize girerken dikkat edilecek konular#denize girerken dikkat edilmesi gerekenler#denize girerken ne giyilir
0 notes